Demir okullarda Yoga uygulamasını “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak olarak değerlendirerek şöyle devam etti;
“Birçok okulda öğrencilerin, öğretmenlerin namaz kılacağı alan bile bulunamazken, mescid yapılan yerlerin de okulların en dar ve kötü yerler seçilirken yoganın meşrulaştırılması, popülerleştirilmesini masumane bir hata olarak kabul etmek mümkün değildir. Çünkü Yoga alenen Budizm ve Hinduizm propagandasıdır.
28 ŞUBATÇI ZİHNİYETİNİN BAKİYESİ
Bunu bilmemek ve sanki bir spor veya sağlık faaliyeti gibi sunmak ve Yoga’nın önünü açmak Milli Eğitim Bakanlığına hiç yakışmamıştır.
Müslüman bir toplum olarak kendi dinimizi öğretecek, yaşatacak tedbirler almak varken namaz kılana mani olan mı var ki denilerek 28 Şubatçı zihniyeti yeniden hortlatmanın hiçbir anlamı yoktur.
Yoga üzerinden gençlerimiz üzerinde çözümlemeler yapmanın bedeli çok ağır olur.
Tez zamanda Bakanlığımızın bu yanlıştan dönmesini yanlış yapanla ilgili de gereğini yapmasını bekliyoruz.
