Gerçek haber halktan Taraf
37,9133 %3.28
41,5245 %2.98
3.694,01 % 3,18
6.039,71 % 3,18
84.629,30 %3.651
Gerçek Taraf DÜNYA Netanyahu'nun Gazze'deki Saldırıları Durmuyor

Netanyahu'nun Gazze'deki Saldırıları Durmuyor

İsrail Başbakanı Netanyahu, ay sonuna kadar bütçeyi onaylama zorunluluğuyla karşı karşıya. Eğer bu süre içinde bütçe yasalaşmazsa, hükümetin düşmesi söz konusu olacak ve ülke yeniden seçimlere gitmek zorunda kalacak. Bu durum, siyasi istikrarsızlık riskini artırıyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik olarak başlattığı yeni saldırılar, 400'den fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu durum, çatışmanın başlangıcından bu yana İsrail'in en belirgin siyasi amaçlı askeri adımı olarak nitelendiriliyor. Haaretz gazetesi yazarı Amos Harel, bu saldırıyı Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin çıkarları için gerçekleştirilen bir savaş olarak tanımladı. Saldırının arka planındaki nedenlerin, İsrail içindeki siyasi gelişmelerle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. Bu çerçevede, Netanyahu'nun siyasi varlığı, ordu ve güvenlik servisleri üzerindeki kontrolü ve kamuoyunu manipüle etmeye yönelik çabaları ön plana çıkıyor.

Hükümetin İhtiyaçları ve Stratejik Hamleler

Netanyahu, ay sonuna kadar bütçenin onaylanmasını sağlamak zorunda. Eğer bu gerçekleşmezse hükümeti düşecek ve ülke yeniden seçimlere gidecek. Bütçenin onaylanması, Ekim 2026'da yapılacak bir sonraki seçimlerin güvence altına alınmasını sağlayacak. Ancak Birleşik Tevrat Yahudiliği Partisi'nin ultra-Ortodoks üyelerinin, Netanyahu için ciddi bir tehdit oluşturduğu gözlemleniyor. Bu partinin, gençleri askerlikten muaf tutacak yasa tasarısında ilerleme kaydedilmediği takdirde bütçeyi desteklemeyeceklerini bildirmesi, başbakanı hükümetini güçlendirmeye zorladı.

Siyasi Gelişmeler ve Koalisyon Dinamikleri

Son iki hafta içinde, Itamar Ben Gvir'in liderliğindeki aşırı sağcı Yahudi Gücü partisinin, Ocak ayındaki ateşkes anlaşmasının onaylanmasının ardından hükümetten ayrılma kararını gözden geçireceğine dair ifadeler gündeme geldi. Dünkü saldırının ardından Ben Gvir, savaşın yeniden başlatılması talebinin yerine getirileceği sinyalini verdi. Bu durum, ultra-Ortodoks partinin bütçeye karşı oy kullansa bile, bütçenin onaylanacağı anlamına geliyor ve Netanyahu için önemli bir avantaj sağlıyor.

Trump'ın Etkisi ve Ordudaki Değişiklikler

Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile Şubat ayında yaptığı görüşmeden döndükten sonra, ABD’deki yönetim anlayışını benimsemeye başladığı belirtiliyor. Bu değişim, Netanyahu'nun ordu ve iç istihbarat servisi üzerinde daha fazla kontrol sağlamak için adımlar atmasına neden oldu. Özellikle, dul güvenlik güçlerinde üst düzey atamalar gerçekleştirerek kendi siyasal varlığını güçlendirdi. Eyal Zamir'in Genelkurmay Başkanlığı'na atanması, Netanyahu yönetimi için önemli bir stratejik hamle olmuştur. Zamir, Netanyahu'nun ordu içindeki siyasi çıkarlarını temsil etmekte ve hükümeti eleştiren yetkilileri görevden alarak güçlü bir pozisyon elde etmektedir.

Şin Bet'in Kontrolü ve İç Siyasi Arka Plan

Netanyahu'nun Şin Bet'in kontrolünü sağlama çabası ise dikkat çekici bir gelişme. Şin Bet Başkanı Ronen Bar'ı görevden alma niyetinin, Netanyahu'nun Katar'dan para alan bazı çalışanlarla ilgili yürütülen soruşturmalarla çeliştiği görülüyor. Bu durum, Netanyahu'nun muhaliflerini siyasi olarak saf dışı bırakma amacını güttüğünü gösteriyor. Ayrıca, Hamas ile yapılan ateşkes anlaşması konusundaki müzakerelerin geleceği de bu iç siyasi dinamiklerden etkileniyor. Netanyahu'nun, yazılı anlaşmayı göz ardı ederek Gazze’ye yönelik daha sert bir tutum sergileme planları, Trump’ın hissiyatıyla paralel bir yol izliyor.

Saldırının Şekli ve İçsel Tepkiler

Bölgedeki askeri operasyonların nasıl gerçekleştirileceği ise Netanyahu'nun siyasi hesaplarının bir yansıması olarak öne çıkıyor. Ordunun bir kara işgaline girişmekten çekinmesi ve yalnızca havadan bombalamalara yönelmesi, toplum içinde olası bir kitlesel reddetme korkusunu yansıtmakta. Askerlik için başvuranların oranındaki düşüş, bu endişenin ne denli büyük olduğunun bir göstergesi. Halihazırda, Netanyahu’nun sadece havadan saldırmayı tercih etmesi, olası bir askeri harekatın maliyet ve toplumsal tepkilerini göze almaktan kaçınma çabasının bir sonucudur.

Askeri Hedeflerin Yokluğu

Hedeflerin yok denecek kadar az olduğu bu operasyonların askeri açıdan anlamının sorgulanmadığı bir ortamda, Netanyahu’nun siyasi geleceği üzerindeki yolları açmak için devam ettiğini görmekteyiz. Hamas’tan beklenen, bu saldırılara karşı olması durumunda bile belirli tavizler verilmesini gerektiren bir konumda. Dolayısıyla, bu saldırılar, askeri bir amaç güdülmeden, iç siyasi hedefleri karşılamak amacıyla gerçekleştirilen bir eylem olarak değerlendirilebilir. Sonuç itibarıyla, bu durum, hem iç siyasette hem de uluslararası alanda ciddi bir etki yaratması beklenen bir süreci karşımıza çıkarıyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *