Gerçek haber halktan Taraf
38,1390 %0.11
43,3544 %0.68
3.975,87 % 0,52
6.500,55 % 0,52
83.632,77 %-1.05
Gerçek Taraf GÜNDEM TBMM’de İklim Kanunu Geri Çekildi: Geri Adım mı, Yeni Başlangıç mı?

TBMM’de İklim Kanunu Geri Çekildi: Geri Adım mı, Yeni Başlangıç mı?

İklim Kanunu Teklifi, sivil toplum ve muhalefetin tepkisiyle TBMM Genel Kurulu’nda ertelendi. Süreç, çevre politikalarında yeni bir kırılma noktasına işaret ediyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Meclis Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca başkanlığında yapılan oturumda gündemdeki yasa tekliflerini ele aldı. En dikkat çekici başlık ise “İklim Kanunu Teklifi” oldu. Teklif, yalnızca bir gün içerisinde tali komisyonlar atlanarak Komisyondan geçirilmiş ve doğrudan Genel Kurul gündemine getirilmişti. Bu hızlı yasama pratiği, muhalefet ve sivil toplum örgütlerinin sert tepkilerine yol açtı.

Muhalefet: “Bu Bir İklim Kanunu Değil, İmtiyaz Yasası”

Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, teklifin hazırlanış sürecini eleştirerek, "Bu kanun bir iklim kanunu değildir, imtiyaz kanunudur" dedi. Özdağ, kanunun çevresel duyarlılık yerine sermaye gruplarının çıkarlarını gözettiğini öne sürdü.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise kamuoyunun baskısının etkili olduğunu belirtti: “Yanlıştan dönmek bir erdemdir. Türkiye’nin hak ettiği iklim yasasını ortak akılla hazırlamalıyız.”

AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta ise bazı maddelerin kamuoyunda yanlış anlaşıldığını ifade ederek, “Toplumun doğru bilgilendirilmesi için konuyu ileri bir tarihe erteledik. Ancak iklim değişikliği artık ertelenemez bir meseledir” diye konuştu. Usta, zirai don olaylarını örnek göstererek yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin İklim Politikası Hangi Aşamada?

Türkiye, 2021 yılında Paris İklim Anlaşması’nı onaylayarak uluslararası iklim mücadelesine resmi olarak katıldı. 2053 için “net sıfır emisyon” hedefi açıklansa da, bu hedefi destekleyecek kapsamlı bir yasal çerçevenin hâlâ eksik olduğu dikkat çekiyor. Gündeme gelen İklim Kanunu Teklifi, bu eksikliği gidermeyi amaçlasa da, içeriğindeki belirsiz ve ayrıcalıklı maddeler nedeniyle büyük tepki topladı.

Fosil yakıt merkezli enerji politikalarının sürmesi, kömür teşviklerinin devam etmesi ve sanayi bölgelerinde denetim eksikliği gibi yapısal sorunlar, Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecini yavaşlatan başlıca engeller olarak öne çıkıyor.

Sivil Toplumdan Güçlü Tepki: “Yasa Bilimsel Temellere Dayanmalı”

İklim Kanunu Taslağı’nın Meclis’e sunulmasının ardından Greenpeace, TEMA Vakfı ve İklim Adaleti Koalisyonu gibi pek çok çevre örgütü kamuoyuna açık çağrılar yaptı. Özellikle, “kirletme bedeli ödeyerek faaliyet sürdürebilme” anlayışını içeren hükümler büyük eleştiri aldı.

Çevre hukuku uzmanları ve iklim bilimciler, kanunun bilimsel temellere dayandırılması ve kamu yararını esas alacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor. Akademik çevreler, yasa teklifinin sosyal adalet, ekolojik denge ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumlu hale getirilmesini talep ediyor.

Dünya Örnekleri Ne Diyor? Türkiye Hangi Modeli Seçmeli?

Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri, iklim yasalarını yıllık hedefler ve sektörel sorumluluklar çerçevesinde yapılandırıyor. Almanya’nın 2019’da yürürlüğe koyduğu İklim Koruma Yasası, emisyonların sektörel bazda takip edilmesini ve hükümetin hesap verebilirliğini sağlıyor.

Fransa'nın “İklim ve Dayanıklılık Yasası” tüketici davranışlarını doğrudan etkileyen düzenlemeler içerirken, Kanada, yerel yönetimlerin iklim planlarını federal politikalarla entegre ediyor. Türkiye’de ise bağlayıcılığı yüksek, izlenebilir ve şeffaf bir yasal model henüz uygulamaya konmuş değil.

Uzmanlara göre, Türkiye'nin ekonomik büyüme hedefleri ile çevresel sürdürülebilirlik arasında denge kuran bir iklim yasasına ihtiyacı var. Bu yasa, hem özel sektörün yönünü çizmek hem de kamu otoritelerine stratejik bir yol haritası sunmak açısından kritik öneme sahip.

Uzmanlardan Somut Öneriler: Yeşil Gelecek İçin Yol Haritası

İklim politikalarında etkinlik sağlamak amacıyla, akademisyenler ve çevre politikası uzmanları şu adımların öncelikli olduğunu vurguluyor:

Bağımsız bir İklim Yüksek Kurulu kurulmalı

Sektörel bazda yıllık emisyon hedefleri belirlenmeli

Yenilenebilir enerjiye teşvikler artırılmalı, bürokratik engeller azaltılmalı

Yerel yönetimlere iklim eylem planı hazırlama zorunluluğu getirilmeli

Eğitim müfredatı, iklim bilinci kazandıracak içeriklerle güncellenmeli

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *