Samsun’un İlkadım İlçesi Adalet Mahallesi Hacı Murat Caddesi üzerinde yer alan Dündar (Öksürük) Tepe, 15 metre yüksekliği ve 200x200 metre boyutlarıyla bölgenin en dikkat çekici arkeolojik alanlarından biri. 15 Haziran 1974 ve 17 Mayıs 1991 tarihlerinde 1. ve 2. derece sit alanı ilan edilen höyük, Samsun’un kültürel ve tarihi mirası arasında önemli bir yere sahip.
Tepede Gömülü Bir Evliya ve İyileştirici Efsanesi
Höyüğün “Öksürük” adını almasının ardında, burada gömülü olduğuna inanılan bir evliyanın öksüren çocukları iyileştirdiğine dair rivayet yatıyor. Aynı zamanda “Dündar” ismi ise geçmişte bölgede yaşamış olan Dündar Aşireti’ne atıfta bulunuyor. Halk arasında yıllardır anlatılan bu efsane, bölgeye manevi bir değer de katıyor.
Kazılar 1940’larda Başladı: Üç Ayrı Kültür Katı Tespit Edildi
1940 ve 1941 yıllarında, Prof. Dr. Kılıç Kökten başkanlığında Prof. Dr. Tahsin Özgüç ve Prof. Dr. Nimet Özgüç’ün yer aldığı bir heyet tarafından iki dönem halinde gerçekleştirilen kazılarla höyüğün tarihi katmanları gün yüzüne çıkarıldı. Kazılar neticesinde üç farklı kültür katı belirlendi.
Kalkolitik Dönem Kalıntıları Bulundu
Birinci kültür katında Kalkolitik döneme ait yapı kalıntıları, el yapımı seramik parçaları, pişmiş toprak ağırlıklar, çakmaktaşı bıçaklar gibi materyaller bulundu. Bu bulgular, höyüğün milattan önce 5000’li yıllara kadar uzanan bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koydu.
Eski Tunç Çağı’na Ait Eserler Tespit Edildi
İkinci kültür katı ise Eski Tunç Çağı’na tarihlendirildi. Bu bölümde dörtgen planlı ev kalıntıları, ocaklar, koyu gri renkli ve içi kırmızı ya da kahverengi kaplar, kemikten yapılmış eşyalar ve pişmiş toprak ağırşaklar ele geçirildi.

Hitit Katmanı: Seramikler ve Hayvan Heykelleri
Üçüncü kültür katı ise Hitit dönemine ait. Tepede ve eteklerinde yapılan kazılarda üç yapı katı belirlendi. İlk yapı katında taş temelli kerpiç evler (MÖ 1500–1200), ikinci katmanda taş temel kalıntıları, üçüncü katmanda ise çarkta yapılmış, iyi fırınlanmış seramikler, boya astarlı kaplar, pişmiş toprak mühürler, hayvan figürleri ve kemik iğneler bulundu.
İyotlu Hava ve İnançla Şifa Arayışı
Bölgede yaşayan yaşlı vatandaşların aktardıklarına göre, geçmişte insanlar bu tepeye çadır kurup piknik yapıyor, özellikle sabah saatlerinde denizden gelen iyotlu havayı soluyarak şifa bulduklarına inanıyordu. Höyüğün zirvesinde yattığına inanılan evliyanın, ölümünden önce öksüren çocukları iyileştirdiği yönündeki anlatılar, tepeye olan ilgiyi yıllarca canlı tuttu.