Obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen küresel bir problemdir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, bir milyardan fazla insan obezite ile yaşamaktadır. Bu kapsamda, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıklarının teşvik edilmesi büyük önem taşırken, bazı hastalar kilo verememekte ve obezite cerrahisine yönelmektedir.
Cerrahi Yöntemlerin Gelişimi
Obezite tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler yıllar içinde büyük değişim göstermiştir. İlk dönemlerde ağırlıklı olarak gastrik bypass ve mide kelepçe ameliyatları tercih edilirken, son zamanlarda sleeve gastrektomi (tüp mide) ön plana çıkmıştır. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şükrü Arslan, "Ameliyatın güvenliği ve başarı oranı, cerrahi ekibin deneyimi ile kullanılan malzemenin kalitesine bağlıdır. Hastaların ameliyata uygunluğunu belirlemek için yapılan gastroskopi, mide içindeki potansiyel problemlerin tespiti açısından kritik öneme sahiptir" dedi.
Ameliyat Öncesi ve Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ameliyat öncesinde hastalara, mide içi problemlerini ortaya koyan gastroskopi işlemi önerilmektedir. Bu test sayesinde, mide ülseri, polip veya reflü gibi riskler erken aşamada tespit edilerek, ameliyatın komplikasyon riskleri azaltılmaktadır. Dr. Arslan, "Her hasta, ameliyat sonrası yaşam tarzını kökten değiştirmeli; sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve kontrol altında vitamin kullanımı konularında bilinçlendirilmelidir" şeklinde konuştu.
Ameliyat sonrası süreç, hastanın ömür boyu sürecek bir çaba gerektirmektedir. İlk birkaç ay sıkı diyet ve düzenli kontrollerin ardından, hastaların yaşam tarzlarını yeniden yapılandırmaları zorunludur. Doktorlar, hastaların kilo verme sürecini sürdürülebilir kılabilmeleri için multidisipliner bir yaklaşım benimsemektedir. Ayrıca, özellikle gastrik bypass ameliyatı yapılan hastalarda, vitamin ve mineral emiliminin azalabileceği için ömür boyu takviye önerilmektedir.
Riskler ve Avantajlar
Obezite cerrahisi, minör komplikasyon riskleri taşısa da, medikal tedaviyle elde edilemeyen kilo kaybı ve kronik hastalıkların kontrol altına alınmasında önemli avantajlar sunmaktadır. Dr. Arslan, "Cerrahi müdahaleler, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve diğer obeziteye bağlı hastalıkların tedavisinde çığır açan sonuçlar vermektedir. Her ne kadar ameliyatın kendi içinde riskleri bulunsa da, obezite tedavisinde ameliyat olunmaması, hastanın ömrü boyunca katlanması gereken riskleri artırmaktadır" şeklinde değerlendirmede bulundu.