Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin stratejik bir hedef olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Avrupa Birliği güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye’nin tam üyeliği ile başarabilir" dedi.
Türkiye-Polonya ilişkilerinin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, iki ülke arasında ticaret hacmini artırmayı hedeflediklerini ve 15 milyar dolarlık yeni ticaret hacmi hedefi belirlediklerini söyledi.
"Türkiye ve Polonya, Avrupa Güvenliğinde Kritik Rol Üstleniyor"
Türkiye ve Polonya’nın NATO’nun en büyük iki kara ordusuna sahip olduğunu hatırlatan Erdoğan, iki ülkenin Avrupa’nın güvenlik mimarisinde vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu belirtti.
Erdoğan ayrıca, Ukrayna’daki gelişmeler hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dün Amerika ile Ukrayna arasındaki görüşmelerde, Ukrayna’nın ateşkesi kabul etmesini olumlu ve önemli buluyoruz. Şimdi Rusya’nın da bu adıma yapıcı bir şekilde mukabele etmesini temenni ediyoruz."
Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşında tarafsız bir tutum sergilediğini belirten Erdoğan, müzakere sürecine ev sahipliği yapmaya hazır olduklarını dile getirdi.
Tusk: "Türkiye'nin AB Üyeliği Artık Daha Gerçekçi Bir Süreç Olmalı"
Polonya Başbakanı Donald Tusk ise Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine desteğini yineledi. "Türkiye’nin AB’ye girmesinin artık gerçekçi ve elle tutulur bir süreç olmasını temenni ediyoruz" diyen Tusk, ülkesinin bu konuda Türkiye’yi desteklemeye devam edeceğini belirtti.
Tusk, Ukrayna’daki savaş konusunda Türkiye’nin aktif bir rol alması gerektiğini ifade ederek, iki ülkenin bu konuda iş birliği yapabileceğini söyledi.
Polonya Başbakanı ayrıca, Ukrayna ve Suriye’nin yeniden inşası için Türkiye ile ortak çalışmalar yürüteceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir iftar programına katıldı.
Donald Tusk’ın Türkiye ziyareti, Avrupa’nın Rusya tehdidine karşı güvenlik politikalarını yeniden şekillendirdiği bir dönemde gerçekleşti. Polonya hükümetinin 2027’den itibaren her yıl 100 bin gönüllüye askeri eğitim vermeyi planladığı açıklaması da, Avrupa’daki güvenlik arayışlarının hız kazandığını gösteriyor.
