Söyleşisine anlamlı bir hikaye ile başlayan Recep Yazgan, dik başlı bir gencin kaymakam olduktan sonra babasını jandarmayla yanına getirtmesini ve babasının "Ben sana 'kaymakam olamazsın' demedim ki, adam olamazsın dedim. Adam olsaydın, babanı jandarmayla ayağına getirtmez, kendin gelip ziyaret ederdin" şeklindeki anlamlı cevabını aktardı. Yazgan, bu hikayeyi anlatarak gazetecilik mesleğinin de benzer bir yalnızlık, zorluk ancak aynı zamanda büyük bir şeref barındırdığını vurguladı.
"Gazetecilik Yalnız Kalmayı Göze Almaktır"
Gazeteciliğin sadece yazı yazmaktan ibaret olmadığını belirten Yazgan, "Bu meslek; yalnız kalmayı göze almayı, alkış yerine vicdanın sesine kulak vermeyi gerektirir. Gazetecilik de böyledir. Sadece gazeteci olmak yetmez, adam gibi gazeteci olmak gerekir" ifadelerini kullandı.
Nasreddin Hoca Misali Gazetecilik
Gazeteciliğin, herkesin alkışını değil, vicdanın sesini dinlemeyi gerektiren bir yolculuk olduğunu yineleyen Yazgan, kimseye yaranmanın mümkün olmadığını Nasreddin Hoca'nın eşeğiyle yolculuğu üzerinden örneklendirdi. Hoca'nın oğluyla çıktığı yolda, önce kendisi eşeğe binince "Yazık çocuğa!" denildiğini, sonra oğlu binince "Koca adam yürütülür mü!" eleştirisiyle karşılaştıklarını, beraber binince "Hayvana eziyet!" denildiğini ve sonunda eşeği boş yürütünce "Eşeği boşuna yürütüyor!" yorumuyla karşılaştıklarını anlatan Yazgan, en sonunda Hoca'nın eşeği sırtına alması gibi gazeteciliğin de ne yaparsa yapsın birilerine ters düşeceğini ve eleştirileceğini söyledi. Yazgan, gazetecilikte memnuniyet arayışının beyhude olduğunu ve en doğrusunun kendi vicdanını dinlemek olduğunu vurguladı.
"Tarafsızlık Değil, Adalet Arayışı Esastır"
Gazeteci Yazar Recep Yazgan, tarafsız gazetecilik kavramının çoğu zaman gerçeği örttüğünü belirterek, "Taraf olma ama sessiz kalma mı? Yaz ama kimseyi kırma mı? Bunların hepsi aynı anda mümkün değil. Asıl mesele; doğruya, adalete ve vicdana taraf olmaktır" şeklinde konuştu.
"Hakikati Haykırmak Bedel Ödemeyi Göze Almaktır"
Konuşmasının sonunda gençlere seslenen Yazgan, gazeteciliğin alkış değil, bedel isteyen bir meslek olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: "Gazetecilik, herkesin sustuğu yerde hakikati haykırabilmektir. Belki yalnız kalırsın ama asla yanlışta olmazsın."