İstanbul'da geçtiğimiz günlerde hissedilen deprem, can kaybı ve büyük hasara yol açmamasına rağmen, Türkiye'nin deprem kuşağında yer alması nedeniyle uzmanlarca beklenen bir olay olarak değerlendirildi. Ancak, bu sarsıntı birçok İstanbullu'da deprem korkusunu yeniden tetikledi ve beraberinde psikolojik etkileri de getirdi.
Depremin ardından birçok vatandaş, "hayalet deprem algısı" olarak tanımlanan, aslında bir sarsıntı olmamasına rağmen sürekli sallanıyormuş gibi hissetme durumunu yaşadığını belirtti. Bu durum, deprem anında beynin verdiği yoğun alarm tepkisinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Dr. Eroğlu: "Hayalet Deprem Algısı Beynin Sürekli Tetikte Kalma Durumunu Gösteriyor"
Auto Train Brain Ceo’su Dr. Günet Eroğlu, deprem anında beynin hayatta kalma mekanizmasıyla yoğun bir alarm durumuna geçtiğini belirterek, "Bu durum, sarsıntı geçtikten sonra bile beynin daha aktif sinyaller üretmesine ve 'hayalet deprem' olarak adlandırdığımız, gerçekte olmayan sallantı hissinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Beyin, potansiyel bir tehlikeye karşı sürekli tetikte kalarak çevreyi taramaya devam eder. Denge sistemini kontrol eden beyin bölgelerindeki bu aşırı aktivite, yanıltıcı hareket sinyallerine yol açar" açıklamasında bulundu.
Nörogeribildirim (NGB) ile Deprem Sonrası Stres ve Kaygı Yönetimi
Dr. Eroğlu, deprem sonrası ortaya çıkan stres, kaygı ve hayalet deprem algısının yönetilmesinde Nörogeribildirim (NGB) yönteminin önemli faydalar sunduğunu vurguladı. NGB'nin, bireyin kendi beyin dalgalarını gerçek zamanlı olarak izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine dayanan bir nöroteknolojik yaklaşım olduğunu ifade eden Dr. Eroğlu, "NGB seansları aracılığıyla beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve denge mekanizmalarını yeniden düzenleyerek bu yanıltıcı hissin azalmasına katkıda bulunur" dedi.
Deprem Psikolojisine Bilimsel Temelli Çözüm
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olarak psikolojik hazırlığın büyük önem taşıdığını belirten Dr. Eroğlu, nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımların, depremin ruhsal sonuçlarıyla başa çıkmada güçlü araçlar sunduğunu söyledi. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini en aza indirmek için bu tür yenilikçi yöntemlerin değerlendirilmesi gerekiyor. Nöro geribildirim ile beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve denge mekanizmalarını yeniden düzenleyerek bu yanıltıcı hissin azalmasına katkıda bulunur" şeklinde konuştu.